Mauricio Morales, bilinen adıyla Punky Mauri, Şili’nin Santiago kentinde bir anarşistti ve bir polis akademisine saldırı düzenlemek amacıyla taşıdığı bombanın erken patlaması sonucu 22 Mayıs 2009’da hayatını kaybetti.
Yoldaşlarının anılarına göre Mauri, Ted Kaczynski’nin ve onun teknolojik toplum fikrinin yanı sıra Elisee Reclus, Max Stirner, Emile Armand, Alfredo Bonanno ve Severino De Giovanni’nin tutkulu bir okuyucusuydu.
Her anarşist gibi Mauri’nin de ideolojisi zamanla değişip gelişti; ölümünden hemen önce kendini anti-sosyal bir bireyci ve nihilist olarak görüyordu.
Doğduğumuz andan itibaren zaten mahkum edilmiş durumdayız,
İlk şey, dili zorla tanıtmak ve bir isim koymaktır.
Her şeye, şeylere isim vermek.Daha sonraki düşünce yapıları ve gerçekliği anlama yolları
sizi şekillendirecek. Oradan din, ideoloji.Broşürler ve kültürel örnekler zincirleri güçlendirir.
Transandantalist karakterler, İsa, Buddha, Marx ve Che.
Ve olan her şey, meydana gelen her şey
kendinizden daha önemli olacak. Tanrı, devlet, özgürlük ve aynı zamanda anarşi sizin üzerinizde olacakBir hizmetkar olacaksın ve zorla bir mezhep edineceksin:
öğrenci, rahip, politikacı, devrimci, vb.Her zaman kendinizden daha üstün olan daha büyük bir amacın nesnesi olacaksınız.
İçgüdü, duygularının kölesi, celladı olacaksın.
Ailen, devletin, yoldaşların, partin senin cezanı destekleyecek.
ve moraliniz bir rolü yerine getirmeye indirgenecek.
Oradan sonrası senin hapishanen olacak.Bu teslimiyet fikrinden önce en önemli şeyi söylüyorum
Hayatınızda kendiniz varsınız, ailenin, devletin, partinin ve anarşinin canı cehenneme.Mauricio Morales – Let’s Turn the City to Ashes