Kendinizi Filme Almayı Bırakın!

Gece dışarı çıkıp egemenlik yapılarına saldırmak harika bir fikirdir. Kendinizi bunu yaparken filme alıp videoyu internette yayınlamak korkunç bir fikirdir. Evet, daha önce hiç giymediğiniz ve sonrasında mahvettiğiniz kıyafetlerle kusursuz bir şekilde örtünseniz bile, bir rehin dükkanı kamerası kullanıp videoyu meta verilerden temizleseniz bile, bir kafede Tails’te çalışan Tor’u kullanarak gönderseniz bile. Film çektiğinizde her zaman kendinizi ihbar ediyor ve başkalarını da aynısını yapmaya teşvik ediyorsunuz.

Bu videolardan birindeki her şey kanıttır: boyunuzun yapısı ve yürüyüşünüz, kullandığınız aletler, orada kaç kişi olduğunuz, olay yerinde neye dokunduğunuz. Videonun pikselleri, bir merminin geldiği namluya kadar izlenebildiği gibi dijital adli tıp kullanılarak kayıt cihazına kadar izlenebilir. Kayıt yapmak için bir telefon kullandıysanız, konum hizmetleri veya telefonun kendisi kapalı olsa bile, hücre kuleleri yol boyunca her adımınızı takip ederdi. Polislerin kırık camlar ve boya için bu kadar uzağa gitmeyeceğini mi düşünüyorsunuz? Özgürlüğünüzü buna bahse girer misiniz? Ben girmezdim.

Sembolik tutuklamanın anlamsız olduğunu kabul ediyorsanız, yoldaşınızı bir polisin elinden yakalıyorsanız, bir gözetleme kamerasına su sıkıyorsanız veya bir OMNY’yi parçalıyorsanız, özgürlüğünüze ve devlete karşı sürekli hareket etme yeteneğinize değer veriyorsanız, neden havalı bir tweet için kendinizi teslim edesiniz? Propaganda yapmak ve insanları gereksiz yere daha fazla siyasi tutuklu yaratmayan eyleme teşvik etmek için başka seçenekler de var. Bildirinizden bir broşür yapın ve etrafa yapıştırın. Anonim gönderinize ilham verici bir grafik, şarkı veya alıntı ekleyin. Taktiklerinizin nasıl tekrarlanabilir olduğunu vurgulayın ve başkalarını seyirci olarak alkışlamaktan daha fazlasını yapmaya teşvik edin. Yaratıcı olun, cesur olun, tehlikeli olun. Ama yalvarıyorum, kendinizi filme almayın.

Kaynak: Unravel

This entry was posted in Genel, Kütüphane. Bookmark the permalink.